◊ Mesleğinizin başından bu yana birçok farklı projede yer aldınız. Sizi en çok zorlayan rol hangisiydi?
– Şimdiye kadar oynadığım karakterler ortasında zorlanma yaşamadım. Yalnızca ‘Baran Karabey’ his yoğunluğu yüksek bir karakter olduğu için zorlanmasam da az çok yıpranmalarım oldu diyebilirim.
◊ Son projeniz hakkında bilgi verir misiniz?
– “Kan Çiçekleri” intikamdan doğan bir aşkı anlatan, kapsamlı bir kıssaya sahip dramatik bir dizi. Canlandırdığım Baran karakteri ise iç çatışması yüksek, hisleri daha çok içinde yaşayan, otoriter ve denetim düzeneği yüksek biri. Onu canlandırmak bana çok şey öğretti. Öncelikle sabretmeyi. Baran’ı yaşarken birçok his durumu keşfettim, oyunculuğuma katkısı yüksek bir karakter oldu.
◊ Karakterlerinize nasıl hazırlanıyorsunuz?
– Öncelikle oynayacağım karakteri kapsamlı bir biçimde okuyorum. Karakteri nasıl, geçmişinde neler olmuş, olaylara reaksiyonları vs. Sonra meditasyon yaparak onunla yakın arkadaş olup, hatta kendimi ikizi olarak görüp onu tanımaya başlamakla işe başlıyorum. Karakteri düzgünce kavrayıp ona büründükten sonra da onu korumak ve çizgisinden çıkmamak için tıpkı çabayı ve istikrarı devam ettiriyorum. Ve alışılmış ki bu süreçlerde en büyük dayanağım müzik.
◊ Mesleğinizde dönüm noktası olarak gördüğünüz bir an var mı?
– Bulunduğum her proje, daima bir dönüm noktası oldu. Ancak en büyük dönüm noktam ve kendimi daha sağlam, daha güçlü, başarmış ve umutlarımın temel başladığı proje olağan ki “Kan Çiçekleri”. Emeklerimin karşılığını almaya başlıyorum dediğim bir iş.
◊ Set dışında neler yapmaktan hoşlanırsınız? Hobileriniz yahut bilhassa ilgi duyduğunuz alanlar var mı?
– Ailemle, arkadaşlarımla vakit geçirmek önceliğim. At binmeyi, tabiatta yürüyüş yapmayı, yeni yerleri ve tarihi bölgeleri keşfetmeyi çok severim. Doğal bunların yanında kelam ve beste yapmayı çok seviyorum. Fırsat buldukça da tiyatro ve sinemaya gidiyor, el sanatlarıyla ilgileniyorum. Dekoratif eserler yapmak üzere.
BUGÜN DÜNDEN, YARIN DA BUGÜNDEN UYGUN OLMALI
◊ Ağır çalışma temponuz ortasında kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?
– Nitekim iş süreci ağır ve yorucu geçiyor. Genel olarak aileye, şahsî gereksinimlerimize yahut hobilerimize vakit ayırmak güç oluyor. Bunun için öncelikle şanslı olduğumu söylemem gerekiyor. Zira eşim ve ailem bu bahiste bana çok takviye oluyor. Pek çok bahiste fedakârlık yaptıklarını söyleyebilirim. E biraz da uykundan feragat edip sen de fedakârlık yapınca ne kadar yorucu da geçse motivasyon yüksek kalıyor.
◊ Gelecekte gerçekleştirmek istediğiniz projeler var mı?
– Bugün dünden, yarın da bugünden yeterli olmalı. Sağlam adımlarla yapacağım, dahil olacağım her proje ve her karaktere içim rahat bir formda başlamak ve devam ettirmek tek temennim. Uzak gelecek için de senaryosunu kendim yazdığım ve yönetmek istediğim bir sinema projem var.
AZİM VE SABIR GEREK
◊ Genç oyunculara tavsiye vermenizi istesek, onlara neler söylersiniz?
– Bu işi yapmak istediklerinden emin olmaları gerekiyor. Bu meslek aşkla, tutkuyla yapılabilecek bir iş ve başarıyı elde edene kadar azim ve sabırla çalışmaya devam etmeleri lazım.
BU MÜZİK BENİM DEĞİL SİZİN
◊ Yeni single’ınız “Ölümüne”yi fanlarınıza adadınız ve elde edeceğiniz geliri KızÇev Derneği’ne bağışlayacağınızı açıkladınız. Bu kararınızın ardındaki motivasyonu bizimle paylaşır mısınız?
– Bu single’ı yayınlamayı düşünmüyordum aslına bakarsanız. Öylesine yaptığım, tahminen otomobilde dinlemek için spontane ortaya çıkan bir müzik oldu. Sonrasında takipçilerimizin ağır talebi üzerine çıkarmaya karar verince “Bu müzik benim değil sizin” dedim. Şayet bu müzik onlarınsa, bunun gelirleri de onların olmalı diye düşündüm ve gelirini sevenlerim ismine KızÇev Derneği’ne bağışlama kararı aldım. Hem hoş bir yapıtları oldu, hem de hoş bir hayra vesile olmuş oldular.